Boşanma davalarında en önemli husus, tarafların kusuru ve kusur dereceleridir. Davayı kimin açtığı, boşanma sürecinin sonucunu etkilemez. Mahkeme, tarafların kusurlu davranışlarını ve bu davranışların boşanma üzerindeki etkisini değerlendirerek karar verir. Bu nedenle, davayı açan tarafın kim olduğu, yalnızca usulü bir durumdur ve dava sonucuna etki etmez.
Kusur, boşanma davasının temel belirleyicisi olup, davanın taraflarının boşanmayı haklı kılan davranışlarını ne derece sergiledikleri üzerine odaklanır. Örneğin, aldatma, şiddet, ihmal gibi durumlar, boşanmanın nedeni olarak değerlendirilir ve tarafların kusur oranları buna göre belirlenir. Eğer bir taraf, diğerine göre daha fazla kusurlu ise, bu kusur durumu boşanmanın şekli ve sonuçları üzerinde doğrudan etkili olabilir.
Bu bağlamda, davayı kimin açtığı, sadece dava sürecinin başlangıcındaki teknik bir farktır. Önemli olan, tarafların kusur durumudur, yani kim daha çok kusurludur, hangi taraf daha fazla haklılık gösteriyordur.
Özetle, boşanma davasında davayı kimin açtığı değil, tarafların kusur durumları ve bu kusurların boşanma üzerindeki etkisi önemlidir.
Davayı İlk Ben Açarsam Lehime Olur Mu?
Boşanma davalarında, davanın ilk kim tarafından açıldığının hukuken bir önemi yoktur. Yani, davayı ilk açan tarafın aleyhine ya da lehine bir sonuç doğurmaz. Önemli olan, her iki tarafın da boşanma kararının alınabilmesi için gerekli olan koşulları, özellikle de kusur durumlarını, ispat edebilmesidir.
Çekişmeli boşanma davalarında en kritik husus, taraflardan birinin ya da her ikisinin de kusurlu olup olmadığının ve varsa kusurlarının derecesinin belirlenmesidir. Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma kararı alınabilmesi için eşlerden birinin ya da her ikisinin de evlilik birliğini temelden sarsacak derecede kusurlu davranışlar sergilemesi gerekmektedir.
İlk dava açan taraf, bu anlamda avantajlı ya da dezavantajlı bir durumda olmayacaktır. Ancak, davayı açan kişinin ileri sürdüğü kusurların doğru bir şekilde ispatlanması ve karşı tarafın kusurlu olduğunu kanıtlaması gerekir. Dolayısıyla, boşanma davalarında başarıya ulaşabilmek için önemli olan, hangi tarafın önce dava açtığı değil, hangi tarafın evlilik birliğini zedeleyici davranışlarını ve kusurunu etkili bir şekilde ortaya koyabildiğidir.
Kısacası, boşanma davalarında ilk dava açan tarafın lehine bir durum yaratacak bir düzenleme hukuken bulunmamaktadır. Önemli olan, kusurların kanıtlanması ve her iki tarafın da kendini savunabilme hakkını kullanmasıdır.