
Boşanma Avukatı
Anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davaları hakkında detaylı bilgi almak için tecrübeli avukatlarımız ile tanışın


Boşanma evliliğin mahkeme kararı ile sona erdirilmesidir.
Boşanma Sebepleri kanunla sınırlanmıştır. Yani eşlerin boşanabilmesi için aşağıdaki sebeplerden birinin varlığı gereklidir :
- Zina Nedeniyle Boşanma
- Hayata Kast Nedeniyle Boşanma
- Kötü Muamele Nedeniyle Boşanma
- Onuru Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma
- Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma
- Terk Nedeniyle Boşanma
- Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma
- Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeniyle Boşanma
Eşlerden birine boşanma davası açma hakkı veren sebeplerden bazılarında bu hak ancak 6 ay içinde kullanılabilir. Zina, Hayata Kast, Kötü Muamele ve Onuru Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanmak isteyen eşin bu sebebi öğrenme tarihinden itibaren 6 ay içinde mahkemeye başvurması gerekir. Affeden eşin bu sebeplerle dava açma hakkı yoktur.
Boşanma davası eşlerden birinin veya her ikisinin birlikte, evliliği sona erdirmek konusundaki talebini mahkemeye bir dilekçe ile sunması ile başlar.
Boşanma davaları anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma olmak üzere iki farklı şekilde görülmektedir. Hem çekişmeli boşanma hem de anlaşmalı boşanma eşlerin ve varsa çocuklarının boşanma sonrasındaki hayatlarını büyük ölçüde etkileyen sonuçlara yol açmaktadır. Bu nedenle tarafların haklarını bilmesi, sürecin doğru yürütülmesi, kararların her iki taraf ve varsa çocukların menfaatine uygun olması için bir avukattan destek alınması doğru olacaktır.
Her iki eşin boşanma ve boşanmanın sonuçları ile ilgili olarak her konuda mutabık olması halinde eşlerden biri veya her iki eş birlikte mahkemeye başvurarak anlaşmalı boşanma talep edebilir. Eşlerin boşanmaya ilişkin anlaşmaları bir boşanma protokolü ile düzenlenir. Boşanma Protokolü hakimin onayına sunulur.
Boşanma Dilekçesi ve boşanma protokolünün mahkemeye sunulmasından sonra bir duruşma günü verilir. Duruşma gününde hakim tarafları ve varsa tanıkları dinler ve boşanma protokolünü uygun bulması halinde tek celsede boşanmaya karar verilir.
Eşlerin boşanma veya mal paylaşımı veya çocukların velayeti veya nafaka konusunda anlaşamamaları halinde anlaşmalı boşanma mümkün olmayacak ve boşanma ve sonuçları hakkındaki kararı tarafların delillerine ve dosya kapsamına göre hakim verecektir. Bu şekilde görülen boşanma davaları çekişmeli boşanma olarak anılmaktadır.
Çekişmeli boşanma davası boşanmak isteyen tarafça mahkeme istek ve iddialarını içeren dilekçenin sunulması ile başlar. Bir tarafın boşanma davası açabilmesi için kanunda sayılan yukarıda açıkladığımız sebeplerden birinin varlığı gereklidir.
Ne yazık ki çekişmeli boşanma davalarında çok uzun bir yargılama süreci olmaktadır.
Her ne kadar boşanma davası avukatı alanında ayrıca bir meslek dalı bulunmamakta ise de; daha çok aile hukuku alanında mesleki tecrübesi olan avukatlar boşanma davası avukatı olarak anılmaktadır. Boşanma davası avukatı gerek boşanma davalarında gerekse boşanma sonrasında açılacak olan mal paylaşımı davalarında önemli bir role sahiptir. Özellikle çekişmeli boşanma davaları eşler için oldukça yıpratıcı ve zor geçen bir süreçtir. Dava sürecinde hukuki hak kaybına uğramamak ve süreci rahat geçirmek açısından boşanma avukatı ile birlikte yürütülmesi önem arz etmektedir.
Mal paylaşımı davası kural olarak tarafların mahkeme kararı ile boşanmalarına karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi ile açılması mümkündür. Boşanma davası ile birlikte mal paylaşımı davasının birlikte açılması mümkün ise de; boşanma işlemi resmi olarak gerçekleşmeden mal paylaşımı yapılamayacağından mahkeme tarafından boşanma davası bekletici durum oluşturmaktadır.
Eşler arasında evlilik birliği ile beraber veya sonrasında herhangi bir mal rejimi sözleşmesi düzenlenmemiş ise boşanma sırasında “edinilmiş mallara katılma rejimi” geçerli olmaktadır.
Edinilmiş mal; eşlerin evlilik birliği ile beraber başlayarak karşılığını ödeyerek elde etmiş oldukları mal varlıklarıdır.
Türk Medeni Kanunu’na göre edinilmiş mallar;
- Çalışmanın karşılığı olan kazanımlar,
- Sosyal güvenlik kurumları veya sosyal yardım kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurular diğer sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
- İş gücü kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
- Kişisel malların gelirleri,
- Edinilmiş malların yerine geçen değerler olarak belirtilmiştir.
Boşanmada Hangi Mallar Paylaşılmaz?
Yasal mal rejimine konu malların istisnaları yani boşanmada hangi malların paylaşılamayacağı Türk Medeni Kanunu’nda belirtilmiştir. Bu mallar özetle;
- Eşlerden birisinin kişisel kullanımına yarayan eşyalar veya bunların yerine geçen değerler
- Evlilik birliğinden önce eşlerden birisine ait olan mal varlıkları
- Evlilik sırasında dahi olsa miras yoluyla ya da karşılıksız kazanma ile edindikleri mallar
- Eşlerden birisinin diğer kişilerden kazanmış oldukları tazminat alacaklarıdır.
Ziynet Eşyaları Kişisel Mal Mıdır?
Boşanmada mal paylaşımı konusunda ziynet eşyaları çoğu kez dava konusu olabilmektedir. Düğün sırasında takılan ziynet eşyaları bağışlanma ve karşılıksız kazanma yolu ile edinilen mallar statüsünde değerlendirildiğinden kişisel mal olarak kabul edilmektedir. Düğün sırasında takılan ziynet eşyaları boşanma sonrasında mal paylaşımına dahil edilmemektedir.
Anlaşmalı boşanma kural olarak tarafların evlilik birliğinin sona ermesi ile ilgili tüm konuları kapsamaktadır. Buna anlaşmalı boşanmada nafaka da dâhildir. Anlaşmalı boşanmadan bahsedebilmek için tarafların diğer konularda olduğu gibi nafaka konusunda da bir anlaşmaya varmış olmaları gerekmektedir. Anlaşmalı boşanmada nafaka miktarı ve nafaka yükümlüsü belirlenmesi gerekmektedir.
Çekişmeli boşanmada nafaka taraflar arasında oldukça sık karşılaşılan bir uyuşmazlıktır. Bu uyuşmazlıklar genel olarak iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası olarak karşımıza çıkmaktadır. İştirak nafakası; çocuğun velayeti kendisinde olmayan eşin çocuğun giderlerine katkı sağlaması için ödenen nafakadır. Yoksulluk nafakası ise; evliliğin sona ermesi ile maddi açıdan yoksulluğa düşecek durumda olan eşe ödenen nafaka türüdür.
Velayet davaları çoğunlukla boşanma davaları ile birlikte yürütülmektedir. Ancak olağan üstü durumlarda velayet sahibi olmayan eş velayetin kendisine verilmesi konusunda her zaman dava açma hakkına sahiptir. Boşanmada velayet davaları genel olarak çekişmeli boşanma davaları ile birlikte yürütülmektedir.
Ortak Velayet
Boşanma halinde Ortak velayet konusu uzun yıllar ülkemizde tartışma konusu olmuştur. Yasalarımızda boşanma ile birlikte velayetin anne ve babada ortak olarak kalması konusunda bir düzenleme yoktur. Ancak uygulamada anlaşmalı boşanma halinde tarafların ortak velayet konusunda mutabık kalmışlar ise bazı mahkemeler bunu kabul etmektedir ve bu şekilde çocuk üzerinde anne ve babanın ortak velayet hakkına sahip olduğuna hükmeden mahkeme kararları bulunmaktadır. Bu konuda karar verilebilmesi için çocuğun menfaatinin ortak velayete uygun olması ve tarafların bu konuda anlaşmaya varmış olmaları gerekmektedir.
Mal rejimi sözleşmesi eşlerin evlilik öncesinde ya da evlilik sonrasında özgür iradeleri ile boşanma sonrasında malların paylaşımına ilişkin yapmış oldukları bir anlaşma niteliğindedir. Bu sözleşme daha çok evlilik sözleşmesi olarak bilinmektedir. Türk Medeni Kanununda belirtilen yasal mal rejimini haricinde tarafların tamamen veya kısmen yapmış oldukları mal paylaşımlarını esas almaktadır. Mal rejimi sözleşmeleri noter huzurunda düzenlenme veya onaylanma gibi şekillere tabidir. Bu şekilde usulünce yerine getirilmiş bir sözleşme ile taraflar bir bakıma mal ayrılığı sözleşmesini kabul etmiş sayılırlar.
Boşanma avukatı her ne kadar alanında ayrıca bir meslek dalı bulunmamakta ise de; daha çok aile hukuku alanında mesleki tecrübesi olan avukatlar toplum içerisnde boşanma avukatı olarak anılmaktadır. Bu nedenle bizde konunun daha iyi anlaşılması açısından yazımızda boşanma davası avukatı tabirini kullanacağız.
Boşanma davası avukatı gerek boşanma davalarında gerekse boşanma sonrasında açılacak olan mal paylaşımı davalarında önemli bir role sahiptir. Usulünce verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı sonucunda davacı ve davalı taraflara hukuki açıdan bir takım hak ve sorumluluklar yüklenebilmektedir. Bu hak ve yükümlülükler çoğu zaman geri dönülmesi zor hatta imkânsız sonuçlar doğurmaktadır. Boşanma davası sonucunda verilecek olan bir karar da kişilere bir takım hak ve yükümlülükler getirebilmektedir. Bu nedenle bu sürecin boşanma davası avukatı ile birlikte yürütülmesi önem arz etmektedir.
Anlaşmalı Boşanma
Anlaşmalı boşanma ne kadar sürer sorusuna net bir cevap verilmesi mümkün değildir. Ancak çekişmeli boşanma davalarına nazaran oldukça kısa sürmektedir. Anlaşmalı boşanma davalarının kısa sürmesinin başlıca nedeni taraflar arasında mahkeme de görülecek herhangi bir uyuşmazlığın bulunmamasıdır. Boşanma avukatı vasıtasıyla hazırlanmış anlaşmalı boşanma protokolüne dayanılarak bu konudaki boşanma davaları çoğunlukla ilk celsede netice alınabilmektedir. Bu bağlamda anlaşmalı boşanma davaları kaç gün sürer sorusuna; mahkemelerin duruşma ve iş yoğunluğu dikkate alınarak ortalama 30 ile 90 gün arasında sürebileceği şeklinde cevap vermek mümkündür.
Tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle bir tabiri ile anlaşmalı boşanma şeklinde boşanmaları için öncelikle bir yıl ve daha fazla süre ile evli olarak kalmaları gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma şartları arasında diğer bir önemli husus ise tarafların mahkemeye birlikte başvurmaları veya boşanma konusunda bir eşin açmış olduğu davayı diğer eşin kabul etmesi ile mümkündür. Ayrıca anlaşmalı boşanma davalarında eşlerin bu konudaki idarelerini hakim huzurunda da dile getirmeleri gerekmektedir. Eşlerden herhangi birisi boşanmayı kabul etmemesi, velayet veya nafaka konularında uyuşmazlığa düşülmesi halinde anlaşmalı boşanma şartları gerçekleşmemiş sayılmaktadır.
Anlaşmalı boşanma davalarında boşanma avukatı vasıtasıyla davalar yürütülse dahi hakimin anlaşma konusunda tarafların beyanlarını almak zorunluluğu bulunduğundan anlaşmalı boşanmalarda duruşmalara katılımları şarttır.
Eşlerin anlaşmalı olarak boşanabilmeleri için ortak boşanma iradelerinin dava sonuçlanıncaya ve hüküm kesinleşinceye kadar devam etmesi de gerekir. Boşanma kararı kesinleşinceye kadar eşlerden birinin boşanma isteğinden vazgeçmesi veya boşanmanın mal paylaşımı ve çocukların velayeti gibi ortak irade ile anlaştıkları konularda beyanından dönmesi halinde anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanmaya dönüşür.
Çekişmeli Boşanma
Çekişmeli boşanma taraflar arasında bir uyuşmazlık olması nedeniyle anlaşmalı boşanma davalarına nazaran daha uzun sürmektedir. Bunun nedeni olarak taraflar arasındaki bu uyuşmazlığın hukuka uygun ve hakkaniyetli bir şekilde giderilmesinin zaman almasıdır. Bu nedenle çekişmeli boşanma davaları ne kadar sürer sorusuna net bir cevap vermek mümkün değildir. Mahkemelerin duruşma ve iş yoğunluğu dikkate alındığında; çekişmeli boşanma davaları 5-6 ay sürebileceği gibi, 2-3 yıl da sürebilmektedir. Ancak bu tür davalar konusunda uzman bir çekişmeli boşanma avukatı vasıtasıyla yürütülmesi halinde oldukça kısalması mümkündür. Bu sürelere istinafta ve temyizde geçen süreler dahil değildir.
Evlilik birliğinin boşanma ile sonuçlanmasında kusursuz ya da daha az kusurlu olan taraf, kusurlu taraftan mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma dolayısıyla zarara uğraması, kişilik haklarının saldırıya uğraması halinde diğer kusurlu taraftan uygun bir miktar maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Tazminat boşanma davası ile birlikte talep edilebileceği gibi, boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren 1(bir) yıl içerisinde ayrı bir dava açılarak da talep edilebilir.
Kendisini bir boşanma avukatı vasıtasıyla temsil ettiren eşler çoğunlukla duruşmalara katılmamaktadır. Ancak çekişmeli boşanma davalarında nadiren de olsa mahkeme hakimi tarafından tarafların duruşmada sözlü olarak beyanlarının alınması gerektiğine kanaat getirmesi mümkün olabilmektedir. Bu gibi durumlarda ise; hakim tarafları duruşmaya davet edebilmektedir.
Çekişmeli boşanma şeklinde devam eden bir boşanma davası tarafların uyuşmazlık konularında anlaşmaya varmaları halinde; anlaşmalı boşanma davasına çevrilmesi mümkündür. Boşanma davalarında mahkemenin her aşamasında tarafların anlaştıklarını beyan etmeleri ve bu konuda düzenlemiş oldukları boşanma protokolünü mahkeme ibraz etmeleri yeterlidir.
Boşanmada mal paylaşımında; mal ayrılığı rejimi Türk Medeni Kanunu’nda 01.01.2002 tarihli değişiklikten önce kabul görmüş yasal mal rejimidir. Mal ayrılığı rejimi; kanunda yapılan değişiklikten yani 01.01.2002 tarihinden önce edinilmiş mallar eşlerden hangisinin üzerine kayıtlı ise boşanma sırasında mal paylaşımında bu değerler kişisel mal olarak kabul edildiği sistemdir. Bu şekilde 01.01.2002 tarihinden önce edinilmiş mallar kişisel mal olarak kabul edildiğinden boşanmada mal paylaşımına konu olmamaktadır. Ancak 01.01.2002 tarihinden önce edinilmiş bir mal olsa dahi taraflar bu malın edinilmesinde katkısının bulunduğunu iddia etmeleri mümkündür. Bu durum eşlerden diğerinin katkı payı alacağı davası ile ispatlanması gerekmektedir.
Katkı payı alacağı eşler arasında mal ayrılığı rejimin geçerli olduğu dönemde edinilen mallara ilişkindir. 01/01/2002’den önde edinilmiş mallar için Katkı Payı Alacağı Davası açılabilir. Eşlerden birisi diğer eşin üzerine kayıtlı olan malların; edinilmesinde, iyileştirilmesinde ya da korunmasında karşılıksız olarak katkısı bulunduğunu iddia etmektedir. Bu yönde bir iddiası olan eşlerden birisinin diğer eş aleyhine açmış olduğu davaya katkı payı alacağı davası denilmektedir.
Anlaşmalı boşanma protokolü; boşanma sürecini hızlandırabileceği gibi tarafların hukuki haklarının korunması konusunda da önemlidir. Bu nedenle anlaşmalı olarak boşanmaya karar veren eşlerin mahkemeye başvurmadan önce aralarında “anlaşmalı boşanma protokolü” düzenlemeleri faydalarına olacaktır. Ancak bu protokol içerisine bir çok hukuki hak ve yükümlülükler içeren bir sözleşme niteliğinde olduğundan boşanma avukatı ile birlikte hazırlanması tavsiye edilmektedir.
Boşanma avukatı, aile hukuku alanında uzman, aile içerisindeki uyuşmazlıklarda hukuki danışmanlık hizmeti vererek boşanmak isteyen kişilerin hukuki süreçlerini takip eden, tarafların en uygun şekilde bu süreci tamamlamasında destek olan kişilerdir. Mevzuatta medeni hukuk alanında faaliyet gösteren kişilere halk arasında “boşanma avukatı” ya da “aile avukatı” adı verilmektedir.
Boşanma sonrasında her iki tarafın sosyal ve kültürel anlamda yaşam tarzlarında bir takım değişiklikler meydana kaçınılmazdır. Bu nedenle boşanma davaları kişiler için oldukça önemli bir konudur. Boşanma sonrası meydana gelebilecek olumsuz etkileri de en aza indirebilmek açısından İstanbul boşanma avukatı, Anadolu yakası boşanma avukatı veya Avrupa yakası boşanma avukatı vasıtası ile davaların takip edilmesi oldukça faydalı olacaktır.